Tahran, nükleer anlaşma müzakerelerinin sonuçlandırılması topunu Washington’ın sahasına attı

  • 8/1/2022
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

İranın Başmüzakerecisi Ali Bakıri Kani, Avusturyanın başkenti Viyana’da yapılan nükleer anlaşmayı canlandırmayı amaçlayan müzakerelerin ‘hızlı bir şekilde sonuçlandırılması’ konusunda topu Washington’ın sahasına attı. İran hükümetinin resmi günlük gazetesi İran gazetesi, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell tarafından anlaşmayı sürdürmeye yönelik önerilen taslağın İran hükümeti tarafından reddedildiğini ima etti. İranın Başmüzakerecisi Kani, Pazar akşamı Twitter hesabından, “Viyana’da ABDnin nükleer anlaşmadan tek taraflı ve yasadışı olarak geri çekilmesinin yarattığı karmaşık durumu düzeltme amacıyla yapılan müzakerelerin hızlı bir şekilde sonuçlandırılmasının önünü açmak için hem içerik hem de biçim açısından fikir alışverişinde bulunduk” yazdı. Kani, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Başta AB Siyasi Direktörü ve Viyanadaki nükleer müzakerelerin koordinatörü Enrique Mora olmak üzere nükleer anlaşma müzakerelerindeki ortaklarımızla, ABD’ye iyi niyet göstermesi ve sorumlu davranması için bir fırsat daha vermek amacıyla sıkı bir şekilde çalışıyoruz. İran olarak biz, karşı taraf da aynısını yapmayı istemesi halinde kısa sürede müzakereleri sonuçlandırmaya hazırız.” Kani, Salı akşamı, AB’li yetkili Borrellin geçtiğimiz Mart ayından bu yana askıda olan müzakerelerin önündeki engellerin giderilmesine ilişkin bir anlaşma taslağı açıklamasından saatler sonra da benzer ifadeler kullanmıştı. Borrell, kaleme aldığı bir makalede, “Viyanada 15 ay süren yoğun ve yapıcı müzakereler ve Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın (KOEP/nükleer anlaşma) tarafları ve ABD ile sayısız görüşmeden sonra, daha fazla taviz verilecek alan kalmadığı sonucuna vardım” yazdı. Bunun ‘mükemmel bir anlaşma olmadığını, ancak müzakerelerde arabulucu olarak hazırladıklarının en iyisi olduğunu’ belirten Borrell, önerdiği taslağın,  ‘tüm temel unsurları ele aldığına ve tüm tarafların zorlukla elde ettiği uzlaşmaları içerdiğine’ dikkati çekti. Taslağın reddedilmesine karşı uyaran Borrell, “Ciddi bir nükleer kriz riskiyle karşı karşıyayız” dedi. AB Siyasi Direktörü ve Viyanadaki nükleer müzakerelerin koordinatörü Enrique Mora ise Çarşamba günü yaptığı açıklamada, müzakerelere katılan tüm tarafları son adımı atmaya çağırdı. Taslağın, masadaki tüm taraflar için mümkün olan en iyi anlaşma olduğunu vurgulayan Mora, taslağın, İran halkı için açık ve ulaşılabilir ekonomik çıkarları garantilediğini ve uluslararası toplum için nükleer silahların yayılmasının önlenmesi alanında doğrulanabilir avantajlar sağladığını söyledi. Öte yandan Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, topun masadaki anlaşmayı kabul edip etmeyeceğine karar vermesi beklenen Tahranın sahasında olduğunu vurgulayarak müzakerelerin sonuçlandığını söyledi. ABD Dışişleri Bakanlığı ise Borrellin önerisinin, Mart ayından bu yana masada olan ve titizlikle müzakere edilen anlaşmaya dayandığını açıkladı. Bakanlığın açıklamasında, “İranı ne Mart ayında ne de sonraki aylarda nükleer anlaşmaya dönmek için gerekli siyasi kararı almaya istekli gördük” denildi. Bu arada Almanyanın Tahran Büyükelçisi Hans Udo Muzel’den Borrellin önerisine destek çağrısı geldi.  Büyükelçi Muzel, Büyükelçiliğin Twitter hesabından, “Nükleer anlaşmayı kurtarmanın zamanı geldi. Bu tarihi anlaşmayı canlandırmak bizim ortak sorumluluğumuzdur. Karar şimdi verilmeli” yazdı. İran gazetesi, Borrell’in sunduğu taslakla ilgili tutumlara işaret ederek İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve AB’li yetkili arasında gerçekleşen telefon görüşmesine yansıyan muğlak durumdan uzaklaştı. Taslağın, topun İranın sahasına atılmaya çalışıldığı İrana karşı oynanan oyunda yeni bir bölüm olduğunu öne süren gazete, “Batılıların Mart ayındaki taslak hakkında söyledikleri, İranın yaptırımların kaldırılması ve ABDnin bir daha geri çekilmeyeceğine dair garanti verilmesi taleplerini karşılamaz” yazdı. Gazete, garantilerin ‘taslakta etkin bir şekilde’ sağlanmasını istedi. Avrupalı tarafların ‘enerji sıkıntısı, petrol fiyatlarındaki artış ve ülkelerinde krizle karşı karşıya kaldıkları bir dönemde anlaşmaya varmak için mücadele ettiklerini’ söyleyen gazete, söz konusu tarafları ‘nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmak ve Tahran’a yönelik azami baskıyı azaltmak için herhangi bir bedel ödememek ve anlaşmayı yeniden canlandırmanın bedelini tek başına İran ödetmeye çalışmakla’ suçladı. Gazete, “ABD, zayıf bir yönetim altında karar veremiyor. Öyle ki Borrell son yazısında yaklaşan ABD kongre seçimlerini bir anlaşmaya varmanın önündeki engellerden biri olarak nitelendirdi” ifadelerini kullandı. Bununla birlikte İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komitesi üyesi milletvekili Yakup Rızazade, yakında Viyanada yeni bir nükleer anlaşma müzakeresi turu yapılabileceğini söyledi. İranlı milletvekili, İranın yarı resmi ajansı ISNA yaptığı açıklamada, Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komitesi üyelerinin geçtiğimiz günlerde İranın Başmüzakerecisi Ali Bakıri Kani ile görüştüklerini belirtti. Milletvekili Rızazade, “Avrupalı ​​tarafların nükleer anlaşma müzakerelerini sonuçlandırma çabaları çerçevesinde, önümüzdeki günlerde yeni bir müzakere turuna tanık olabiliriz. Bu müzakere turunun, samimi irademizin ve karşı tarafın huzurunda yapılacaktır. Yeni bir tutumla, iki taraf arasında iyi bir anlaşmaya varılacağını umuyoruz” dedi. Yeni müzakere turunun Viyana’da yapılabileceğini söyleyen Rızazade, “Elbette müzakerelerin İranda yapılmasını önerdik, ama sonuçta müzakerelerin nihai yeri iki tarafın anlaşmasından sonra belirlenecek” şeklinde konuştu.  ABD hükümeti tarafından finanse edilen Amerikanın Sesi (VOA) Farsça yayın ağı, İran’da muhafazakarlara ve Devrim Muhafızı Ordusu’na (DMO) yakınlıklarıyla bilinen bazı Telegram kanallarının, İran’ın Fordo Nükleer Tesisi’nde ilk nükleer bombayı üretmeye hazır olduğundan bahsettiklerini bildirdi. DMO’ya yakın Bessem J Media adlı Telegram kanalı, Natanz Nükleer Tesisi’ne saldırı olması halinde gizli program ‘Amad’ projesine göre nükleer bomba yapımının başlayacağını bildirdi. Batılı yetkililer, İran’ın nükleer bomba elde etme çalışmalarını hızlandırdığı konusunda uyarırken İranın anlaşmayı canlandırmayı ne kadar uzun süre geciktirirse o kadar zenginleştirilmiş uranyum üretmeye devam ettiğini ve nükleer anlaşmayı canlandırmanın da o kadar zorlaştığını söylediler. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) geçtiğimiz Mayıs ayında yaptığı bir tahmine göre İran, yüzde 60a oranında zenginleştirilmiş 40 kilogramdan fazla uranyum elde etti. Bu da Atom bombası yapımı için gereken uranyum zenginleştirme seviyesi olan yüzde 90 oranına yakın bir eşik olarak görülüyor. Nükleer anlaşmanın tarafları ile müzakerelerin çökmesini önlemeye çalışan arabulucular arasındaki temaslar geçtiğimiz haftanın ortalarından bu yana arttı. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Cumartesi günü, nükleer anlaşmaya ilişkin Ummanlı mevkidaşı Bedr bin Hamad bin Hammud el-Busaidi ve İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ile ayrı ayrı telefon görüşmeleri gerçekleştirdi. Umman Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Blinken ve Busaidinin nükleer anlaşmaya ilişkin müzakerelerin yanı sıra Yemende ateşkesi sürdürme çabalarına değindikleri belirtildi. Bakanlığın açıklamasına göre ayrıca Ukrayna savaşına da değinilen Blinken-Busaidi görüşmesinde, ülkelerin ve halkların bağımsızlığını, egemenliğini ve barış içinde bir arada yaşamasını koruyacak şekilde diyalog ve siyasi ve diplomatik çözümler yoluyla sorunları çözmeye yönelik çabaların yoğunlaştırılmasının önemi vurgulandı. ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise Blinken ve Gantzın Cumartesi akşamı bir telefon görüşmesi gerçekleştirdikleri ve görüşmede aralarında İran’ın bölgesel tehditlerinin yer aldığı bir dizi güvenlik sorununa değinildiği belirtildi.  Açıklamaya göre görüşmede, ABDnin İsrailin güvenliğine verdiği destek de vurgulandı. Diğer taraftan Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, İranlı mevkidaşı Abdullahiyan ile yaptığı telefon görüşmesinde nükleer müzakerelerdeki son gelişmeleri değerlendirdi. Geçtiğimiz Mart ayında nükleer anlaşma canlandırılmasında sona gelinmiş gibi görünüyordu. Rusya’nın son dakika talepleri ve İranın DMOyu ABDnin yabancı terör örgütleri listesinden çıkarılmasındaki ısrarı nedeniyle müzakereler aksadı. Washington, Tahranın nükleer anlaşma müzakerelerinin dışında kalan talepler eklediğini ve uranyum zenginleştirme konusunda endişe verici bir ilerleme kaydettiğini vurguladı. ABD Başkanı Joe Bidenin yönetimi, böyle bir adımın atılmasının muhtemelen sınırlı bir pratik etkisi olacağı ve buna karşın ABDli birçok temsilcinin öfkelenmesine yol açacağı için DMO’nun adını listeden çıkarma gibi bir planı olmadığını açıkça ifade etti. Öte yandna İran’ın Dini Lideri Ali Hamaneyin yüksek askeri danışmanı Tümgeneral Yahya Rahim Safevi, İran’ın silahlı güçlerini ‘iç içe gelmiş’ bir savaşa hazırlanmaya çağırdı. İranlı İşçiler Haber Ajansı’nın (ILNA) aktardığı açıklamasında Tümgeneral Safevi, “Batı Asya ülkelerinin siyasi, ekonomik, kültürel ve güvenlik tablosu değişiyor ve gelişiyor. İranın da bu değişimlerde pasif değil, aktif olması gerekiyor” dedi. İranın ‘siyasi, ekonomik, kültürel ve basın alanlarıyla iç içe geçmiş bir savaş yürüttüğüne’ dikkati çeken Safevi, “DMO, düşmanın stratejisini ve tehdidini anlamak zorunda. Silahlı güçler kendilerini karmaşık savaşa girmeye hazırlamalı. Gücü Batıdan Doğuya aktarma süreci yavaş ilerliyor ve ekonomiye, kültüre ve yeni teknolojiye dayanıyor. İran, Rusya, Çin ve Hindistan arasında kapsamlı ilişkiler Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) çerçevesinde geliştirilerek Asya ya da Avrasya gücü oluşturulabilir  ve çok kutuplu bir dünyanın oluşumundan yeni bir perspektif yaratılabilir” şeklinde konuştu.

مشاركة :