Taliban ve ABD’li diplomatlar, cumartesi günü gerçekleştirilen barış müzakerelerinin son turunda bir araya geldiler. Afgan ve Batılı yetkililer, Taliban’ın Afgan hükümeti ile müzakere masasına oturmaya hazır olduğunu açıklaması halinde, ABDli diplomatların bu sefer “ABD birliklerinin Afganistandan çekilmesi için geçici bir zaman çizelgesinin” sunulmasına ilişkin müzakere kartını oynayabileceklerini belirttiler. Müzakerecilerin, Katarın başkenti Doha’da 9 ay boyunca devam eden 6 turluk müzakerelerde gelinen aşamaya ilişkin birtakım endişeleri var. Bununla birlikte ciddi bir çalışma, ancak Taliban ve Afgan yetkililerin siyasi bir anlaşmaya varmaya karar vermelerinin ardından gerçekleşebilir.Rejim türü belirsizliğini koruyor Öte yandan Taliban, resmi düzeyde siyasi sürece katılması durumunda öngördüğü hükümet türü konusundaki belirsizliğini koruyor. Ancak, radikal hareketin iktidar ve yönetime dair nasıl bir bakış açısına sahip olduğu, ülke yönetiminde bulunduğu sırada hazırlamış olduğu anayasadan anlaşılabilir.Kadınların eğitimi ve azınlıklar halen tabu New York Times gazetesi, Taliban dönemi anayasanın hazırlanması sürecine katılan örgütün eski üyelerinin de aralarında bulunduğu Talibana yakın kişiler tarafından teyit edilen ve 14 sayfalık bir belgeden ibaret olan anayasa taslağına ulaştı. Taslak, hareketin siyasi vizyonuna ilişkin bilinen tek resmi belge. Taslak biraz karmaşık görünüyor. Fakat bununla birlikte kadınların eğitimi, adalet ve azınlıklara karşı hoşgörü gibi temel konulardaki derin çelişkileri olan Taliban’ın vizyonuna ilişkin genel bir bakış açısı sağlıyor. Her ne kadar hareket bir zamanlar neredeyse ülkenin bütün kontrolünü elinde bulundurmuş olsa da, özellikle inanç bakımından oldukça sert ve nüfuz sahibi askerler tarafından bir iç dirençle karşılaşılabileceği gerekçesiyle, kızların eğitiminin temin edilmesi gibi anayasada ele alınacak bazı kilit meseleleri ertelemiş ya da sadece ima da bulunuyor. Taliban’ın aktif üyelerine göre bu dinamik hala Taliban içerisinde varlığını sürdürüyor ve kadınlara ve azınlıklara koruma sağlayan Afganistan hükümeti ile müzakerelerin önündeki en büyük engeli teşkil ediyor. Taliban’ın 1996-2001 döneminde “Afganistan İslam Emirliği” olarak isimlendirdiği rejimi, mutlak yetkilere sahip din alimlerine bağlılığa dayanıyordu. Taliban liderleriyle hala temas halinde olan ve demokrasiye olan nefretiyle tanınan eski Afganistan İslam Emirliği Adalet Bakanı Yardımcısı Celaleddin Şinvari, günümüzdeki Taliban liderliğinin “emirliğin geri dönüşünden” daha azına razı olmayacağını ifade etti. Şinvari ayrıca her ne kadar hareketin siyasi liderleri esneklik göstermeye hazır olduklarını dile getirseler de, müzakereler için kırmızı çizgileri belirleyecek olan kimselerin askeri liderler olacağını söyledi.Taliban askeri ve sivil olarak bölünebilir Taliban’ın seçimleri kabul etmeyeceğini ve ABD’lilere “Emirliğimizi kabul edin ve aldıklarınızı bize gerin verin” diyeceğini iddia eden Şinvari, siyasi liderlerin geri adım atması durumunda askeri Taliban liderlerinin bunu yapmayacağını ve bir bölünmeyle sonuçlandığı takdirde durumun daha tehlikeli bir hale geleceğini söyledi. Afgan hükümeti yetkilileri, “Emirliğe geri dönüş”ün Afganlar tarafından kabul edilmeyeceğini belirtiyor ve “Afganistan İslam Emirliği gölgesi altında barış, barış değildir” diyorlar. Afganistan Yüksek Barış Konseyi Başkanı Muhammed Kerim Halili, bunun bir tarafın diğerine teslim olacağı anlamına geldiğini söylüyor ve “Taliban teslim olmayacak. Afganistan halkı ise Emirlik rejimini kabul etmeyecek” diyor. Geçen 20 yıl içerisinde ülke liderliğinde iki değişiklik vuku buldu ve şu anda Taliban güçlü bir şekilde geri döndü. Fakat Dohada müzakerelerde bulunan siyasi liderlerin hepsi -ki bazıları on yıldan uzun bir süre hareketten uzak kaldı ve bazıları çatışma hatlarında hiç bulunmadı- ABD ve Avrupa kuvvetleri ile savaşlarında başarılar elde eden askeri liderler ile ince bir ip üzerinde yürümeleri gerektiğini biliyorlar. Şinvari, Talibanın politika ve yönetim konusundaki katı yorumlarına ideolojik bakış açısıyla nasıl yatırım yaptığını iyi biliyor. Nitekim kendisi “İslam Emirliği anayasası”nın hazırlanması sürecine aktif olarak katılan yetkililerden biriydi. Eski Taliban lideri Molla Muhammed Ömer 1998 yılında, hükümetin anayasasını hazırlamak amacıyla yaklaşık 500 fıkıh alimi ile kapsamlı bir toplantı yaptı. Ülkenin her yerinden gelen bu kimseler üç gün boyunca başkanlık sarayında anayasayı şekillendirdi. Şinvari, daha önceki tüm anayasaların birer nüshasının temin edildiğini, belgelerin incelenmesi üzerine alimler arasında komiteler oluşturulduğunu, hareketin İslami yoruma aykırı olan kısımların silindiğini ve nihayetinde hareketin bakış açısını yansıtan bir taslağın hazırlandığını söylüyor. Silinmesi gereken şeyler arasında öncelikli olan maddelerden biri, tahtı kraliyet ailesinin kadın üyelerine açık bırakan maddeydi. Öte yandan anayasada devlet başkanı olarak güçlü bir Emir’in seçilmesi gerektiği öngörülmüş, fakat Emir’in nasıl seçileceği hususu belirlenmemiş. Ayrıca devletin dininin Hanefi Sünni İslam olduğu kaydedilmiş. Ancak belgede, Taliban hareketi için büyük bir adım olarak kabul edilebilecek birtakım özgürlükler de sunulmuş. Belge, başkalarının özgürlüğüne zarar verilmediği veya İslam şeriatına aykırı olmadığı sürece “özgürlük” vaat ediyor, zorlama veya işkencenin olmadığı adil yargılanma ilkelerini kabul ediyor ve şeriatın sınırları dahilinde düşünce ve ifade özgürlüğünü temin ediyor.
مشاركة :