Avrupa, Nükleer Anlaşma konusunda Trumpın yörüngesine giriyor

  • 1/16/2020
  • 00:00
  • 2
  • 0
  • 0
news-picture

Fransa, İngiltere ve Almanya geçen salı günü, İran ile imzalanan nükleer anlaşmada yer alan ‘İhtilaf Çözüm Mekanizması’nı faaliyete geçirme kararı aldılar. Ancak nükleer anlaşma sayesinde 2016 yılının başlarında kaldırılan İran’a yönelik uluslararası yaptırımların yeniden uygulanabileceği belirtiliyor. Bununla birlikte, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drianın özellikle ABD Başkanı Donald Trumpın anlaşmadan çekildiğini duyurmasından bu yana, iki yılı aşkın bir süredir savunduğu bu çözüm Fransız vizyonunu yeniden ortaya koydu. Bakan Le Drian dün öğleden sonra Ulusal Meclis’te yaptığı konuşmada, Parisin ABD ve İran arasındaki mevcut krizden çıkmaya uygun gördüğü tek çözümün Tahranın yeni ve genişletilmiş bir anlaşmayı kabul etmesi olduğunu belirterek Fransız diplomasi ‘sabitlerini’ bir kez daha yineledi. Le Drian, bu yeni ve kapsamlı anlaşmanın ayrıca ABD yönetiminin İrana dayattığı ekonomik, ticari, finansal ve petrol ihracatı kısıtlamalarının giderek hafifletilmesini de içerdiğini belirtti.Fransız Bakan konuşmasında şunları söyledi; “Fransa ve Avrupalı ​​ortaklarının Eylül 2017den bu yana sürdürdüğü ve ABD yaptırımlarının hafifletilmesi karşılığında İranın 2025 sonrası nükleer çalışmalarını, balistik füze programını ve bölgesel faaliyetlerini içeren yeni müzakereleri başlatma çabaları, ilerlemenin tek yoludur. Bu program halen yürürlükte ve uygulanabilir. Bugün krizden çıkmanın tek yolu budur.” Bununla birlikte 2015 yılında imzalanan Nükleer Anlaşma’nın tehlikede olduğuna dikkati çeken Le Drian, “İran sürekli olarak anlaşmadaki yükümlülüklerini azaltıyor. Oysa tıpkı bizim gibi tüm yükümlülüklerine uymak zorunda” ifadelerini kullandı. Le Drian her ne kadar Paris, Londra ve Berlin’in attığı adımın İrana yeniden yaptırım uygulamaya yönelik olmadığını vurgulamak istese de ‘ihtilaflara diplomatik çözümler’ bulması gerekiyor. İşin özü, üç Avrupa ülkesinin yaptığı uzun açıklamalarda da öngörüldüğü üzere yaklaşımlarında ‘ihtiyatlı’ olduklarıdır. Diğer bir deyişle İhtilaf Çözüm Mekanizmasının faaliyete geçirilmesinin amacı Tahranı müzakere masasına oturmaya ve anlaşmadaki yükümlülüklerini yeniden uygulamaya zorlamaktır. Le Drian’ın da dediği gibi ‘bu yeterli değil’, sadece daha geniş ve daha kapsamlı yeni bir anlaşma için müzakerelere başlamanın ilk adımı.Cumhurbaşkanı Macron, daha önce Birleşmiş Milletler (BM) platformunda BM Genel Kurul çalışmaları vesilesiyle mevcut anlaşmayı sürdürmeye dayalı bir plan ortaya koymuş ve şu üç ana başlığı ele alan müzakereler başlatılmasını önermişti: 1- İranın 2025 yılından sonraki nükleer programının akıbeti2 - İranın balistik füze programının kısıtlanması3- Tahranın bölgesel politikalarının istikrarsızlaştırılması Ancak Fransa ve Avrupa ülkelerinin bu teklifi, ABD ve İran tarafından reddedildi. Ne Washington yaptırımları kaldırmayı kabul etti ne de Tahran müzakere masasına oturmayı. Burada İran’dan bazen çelişkili açıklamaların geldiğini belirtmekte fayda var. Ancak Fransa Dışişleri Bakanı’nın konuşmasında yeni olan bir şey var; o da artık 2015’te imzalanan anlaşmaya bağlı kalınmasını söylememiş olması. Bunun yerine üç Avrupa ülkesinin yer aldığı ‘daha kapsamlı’ bir anlaşma yapılması talebinde bulundu. Bu nedenle Parisin özellikle İngiltere Başbakanı Boris Johnsonın yeni ufuklara gitme konusundaki söylemleri doğrultusunda Londrayı taklit edip etmediğiyle ilgili soru işaretleri oluştu. Johnson, ABD ve Batı açısından yeni anlaşmanın koşullarının ilk anlaşmada olduğundan daha katı olması gerektiğini söylemişti. Her halükarda Tahran ile Paris, Londra ve Berlin arasındaki tartışma, önümüzdeki günlerde karşılıklı suçlamalar zemininde daha da hız kazanacak. Zira Avrupa tarafı anlaşmadaki yükümlülüklere ‘uyduğunu’ ancak İran’ın bunları ihlal ettiğini vurgularken İran tarafı Avrupayı anlaşmaya uymamakla suçluyor. Bununla birlikte Tahran, Avrupalıları daha önce İhtilaf Çözüm Mekanizmasını faaliyete geçirilmesinin getireceği ‘risk’ konusunda uyarmış ve böyle bir davranışı ‘önemli bir hata’ olarak nitelemişti. Bu nedenle önümüzdeki günlerde İran’ın gerçek tepkisinin ne olacağı tahmin edilmeye çalışılırken Avrupalılar buna karşılık vermeye ve diplomatik çözümler bulmaya odaklanıyorlar.

مشاركة :