Esed rejimi kritik bir ikilemle karşı karşıya: Tütün mü yoksa buğday mı?

  • 10/19/2020
  • 00:00
  • 7
  • 0
  • 0
news-picture

Suriye’de Esed rejimi, ekonomik açıdan kritik bir denklemin önünde duruyor. Ekonomisi için hangisi daha önemli, para getirisi ile tütün mü ya da Suriyedeki gıda güvenliğinin temeli olan buğday mı? Suriyedeki ekmek krizinin yoğunlaştığı ve bireyin "akıllı kart" desteğiyle ekmeğin günde üç buçuk somunla giderek daha sıkıntılı hale geldiği bir dönemde, haberler piyasadaki un eksikliğinden bahsediliyor. Rejim, geçtiğimiz yıllarda buğday ihtiyacını karşılayan ve gıda güvenliğini sağlayan bir tarım planına odaklanmak yerine tütün ekimini ihracat yoluyla döviz elde etmeye teşvik etti. Dün sahil bölgelerindeki yangının bıraktığı kor daha soğumamışken Şam’da yerel bir gazete, hükümete yanan toprakları hızla ıslah ederek buğday ekmesini önerdi. Resmi gazete es-Sevra, bu toprakların "verimli topraklara ve yüksek yağışlara sahip olduğunu, düşük maliyetlerle ekim yapılabileceğini, diğer yandan da hükümetin, gübre ve yakıt ihtiyaçlarını sağlayıp çiftçileri buğday yetiştirmeye teşvik etmesi gerektiğini” yazdı. Yangının verdiği zararla ilgili Tarım Bakanlığı’nın açıklamasına göre, yanan arazi 11 bin 500 hektar. Bu alanın yüzde 60’ı orman, diğer kalanın ise sadece yüzde 4’ünde tarım yapılmaktaydı. Bu yangınlar Lazkiye, Tartus ve Humus’un kırsal kesimlerini yuttu. Bu yangınlar Hama kırsalında bir ay önce çıkan yangınlar sonrasında gerçekleşti. Suriye rejimi ekmek krizinden, ülkeye ambargo uygulayan Amerika ve Batı ülkelerini sorumlu tutuyor. Bakanlığın açıklamasına göre bu ülkeler petrol ve gaz yataklarını ve buğdaylarına ihraç etme imkanı tanımıyor. Bakanlık aynı zamanda, 2021 planının gıda güvenliğini desteklemek için savaş hala devam ettiği için “olağanüstü” şartlara göre ayarlanmasını öneriyor. Raporda, Hama, Humus, Halep, Dera ve Suveyda vilayetlerinde arpa ekimine ayrılan alanın üçte birini -ki bu alan 200 bin hektara tekabül ediyor-buğdaya tahsis ederek buğday ekim alanlarının artırılmasını önerdi. Hükümetin karşı karşıya kaldığı kriz, hem Kürt Özerk Yönetim bölgelerinden, hem de ABDnin nüfuz ettiği bölgelerde bulunan Haseke’den buğday ve petrol satın almak için gereken döviz eksikliğidir. Hükümetin temel maddeleri devlet destekli sağladığı ve bu nedenle gıda maddelerini karneyle vermek zorunda kaldığı vurgulandı. Bir somun devlet destekli ekmek fiyatı 50 lira iken, karaborsada 500, turistler için ise 800 lira olduğu açıklandı. (Bir ABD doları 2 bin 300 Suriye lirasına eşit) Kaynakların açıkladığına göre, “Hükümet, geçtiğimiz yıllarda gıda güvenliğini sağlamak için buğday ihtiyacını karşılayacak bir tarım planına odaklanmak yerine, ihracat yoluyla döviz elde etmek için tütün ekimini teşvik etti ve çiftçilerden tütün satın alma fiyatlarını ikiye katladı. Böylelikle tütün kg başına 800 lira artarak bin 800 lira oldu. Ancak bu durum, çiftçilerin tütünün en iyi cinslerini ülke dışına çıkartan karaborsacılara satmasını engellemedi. Kalan ürünler ise Tütün Genel Kurumu tarafından tüm mahsulü satın alındı. Suriye,  transit bir ülke olduktan sonra esrar ve uyuşturucu yetiştirme alanına da dönüştü.” Tütün, Suriyedeki en önemli ekonomik ürünlerden biri ve Tütün Genel Kurumu internet sitesinde yer alan bilgilere göre, “Suriyedeki üçüncü tarımsal ürün ve yaklaşık altmış bin çiftçi tütün ekimiyle uğraşıyor. Hatta bu alan Hizbullah’ın kontrol ettiği bölge olan Humus şehrinin batı kısmına kadar uzayarak 4 bin 700 dönüme ulaştı. Savaştan önce bu bölgede elma ve kayısı ağaçları bulunuyordu. Dera da rejim ile muhalif güçler arasında anlaşma sağlandıktan sonra en iyi durum buğdayının ekildiği yerlere, kısa dönemde gelir getiren tütün ekilmeye başlandı. İşte Suriye rejimini kritik bir denklemin önüne koyan şey budur: Suriyede tütün mü yoksa gıda güvenliğinin temeli olan buğday mı? Suriye’deki Kürt Özerk Yönetimi buğdayın fiyatını bir Amerikan dolarına sabitledi. Bu durum buğdayı daha düşük fiyatla sunan Suriye rejimini sıkıntıya soktu. Bu durum, Özerk Yönetimin 2019 yılında ürettiği 900 bin ton civarındaki buğdayını korumak amacıyla rejim bölgelerine çıkışını engelleme kararından önceydi. Önceki yıl Şam üretilen buğdaydan 100 bin ton aldı ki bu da buğday ihtiyacının yüzde 40’ına denk gelmektedir. Ancak bu yıl rejimi buğday ihtiyacını karşılamaktan mahrum bırakan Sezar yasası ile paralel olarak yenilenen Kürt yasağı oldu.

مشاركة :