İhvan, Seyyid Kutubun fikirlerini reddediyor mu yoksa destekliyor mu?

  • 1/9/2023
  • 00:00
  • 2
  • 0
  • 0
news-picture

İhvan-ı Muslimin (Müslüman Kardeşler) Teşkilatı, örgütün teorisyeni Seyyid Kutub’un fikirlerinden arındı mı yoksa bu fikirlere desteğini yineledi mi? Bu soru Seyyid Kutubun ‘Fi-Zilal’ olarak bilinen Fî Zilâlil-Kurân (Kurânın Gölgesinde) isimli tefsir kitabının yeni baskısının tedavüle çıkmasından sonra gündeme geldi. Bu, Müslüman Kardeşler liderliği konusunda anlaşmazlık yaşayan ‘Yurtdışındaki Müslüman Kardeşler liderleri arasındaki anlaşmazlıkları hâlâ gündeme getiren bir baskı oldu. Gözlemciler, Müslüman Kardeşler’in ‘FiZilal’in yeni baskısı ile ilgili yaptıklarını, İhvan ve diğer siyasal İslâmcı örgütlerin şiddet uygulamış ve hala uygulayan yaklaşımını hâlâ temsil eden Seyyid Kutuba ve fikirlerine bağlılığın yenilenmesinden başka bir şey olmadığını düşünüyor. Radikalizm ve terörizm meseleleriyle ilgilenen araştırmacılar, ‘yeni baskının, Kutubu ve onun radikalizm yanlısı nesillerin ortaya çıkmasına yol açtığına dair fikirleri ortadan kaldırmaya yönelik bir girişim olduğunu’ vurguladılar. Baskı ile ilgili ortaya çıkan ihtilafın, Kutubun fikirlerinin Müslüman Kardeşler’in ana fikir temeli olduğunu reddetmediğine’ işaret ettiler. Gözlemcilere göre, İhvan, Kutubun fikirleri ile ilgili olarak birkaç aşamadan geçti; Tekfir fikirlerinden yararlanma aşaması, ardından Kutuba yapılan saldırıdan sonra onun fikirlerinin tamamen reddedilmesi, Kutub grubunun 1982de teşkilatı devralmasından sonra fikirlerini tekrar destekleme aşaması ve bunu, 2013te Mısırda iktidara geldikten sonra fikirlerine verilen destekte yeni bir düşüş izledi. Radikalizm ve terörizmle ilgili meselelerle ilgilenen araştırmacı Muhammed Fevzi Şarkul Avsat’a yaptığı açıklamada, “Yeni baskı, Seyyid Kutubun Fî Zılâlil-Kurân tefsiriyle denediği anlatıyı, bu tefsiri bir yazar ve düşünürün yansımaları haline getirmeye çalıştı. Yeni baskıyı yayınlayan İhvan lideri İsam Telimenin ifadesine göre, itikad ve fıkıh meselelerine veya bir uzman gerektiren çetrefilli meselelere dalmayı amaçlamadı” şeklinde konuştu. Fevzi, “Telime, o dönemin siyasi koşullarının ‘Fî Zılâlil-Kurân’ın son halinin ortaya çıkmasının ve içerdiği radikal fikirlerinin başlıca nedeni olduğu düşüncesini yaymaya çalıştı. Bunlar, ‘radikalizm yanlısı’ ve ‘terörist’ nesillerin ortaya çıkmasına neden olan Seyyid Kutubu ve fikirlerini aklamaya’ yönelik açık girişimlerdir. Müslüman Kardeşler’in ruhani babası olarak tanımlanan Yusuf el-Karadavi de anılarında Seyyid Kutub’un yazılarının tekfir aşıladığını doğrulamıştı” dedi. Muhammed Fevzi, Fî Zılâlil-Kurân’ın yeni baskısı ile ilgili en önemli unsurun, Kutubu ve fikirlerini sonraki radikalizm ve terörizm dalgalarından temize çıkarma girişimi düzeyinde özünden ve hedeflerinden uzak olduğuna inanıyor. Bunun, Müslüman Kardeşler teşkilatının ulaştığı bölünme ve parçalanma durumuna yansıdığını ifade ediyor. Örgütün bazı liderleri, Telimeyi, Kutubun kimliğini ve örgütün projesini tamamen yok etmeye çalışmak ve örgütün teorisyeninin tevhid, yönetim, sadakat, inkâr ve hareketin yayılmadan dünya hakimiyetine ulaşana kadar olan yaklaşımını reddetmekle suçladı. Hatta Kemalistler (Muhammed Kemal Grubu / Değişim Hareketi), kitabın, örgütü imha etmeye ve onu fikri bir harekete dönüştürmeye çalışan yeni bir hareketin arkasında olduğunu düşündü. Harekete göre bu, Londra Cephesi’nin içinden çıkacak bir akım. İbrahim Münir, ölümünden önce, Müslüman Kardeşler’in kanatları arasında süregelen mücadele bağlamında Telimenin yeni önerisini kullanmak için açık bir girişimle bunu desteklemişti. Fevzi, ayrıca Telime’nin Londra Cephesi’ne bağlı olduğunu ve buradan da Fî Zılâlil-Kurân’ın yeni baskısına yönelik saldırının asıl sorumlusunun İstanbul Cephesi olduğu anlaşılmakta olduğunu ileri sürdü. Fevzi’ye göre Kutub’un tefsiriyle ilgili mevcut ihtilaf durumu Londra Cephesinin, örgütün liderliği için verdiği mücadele çerçevesinde bu tefsiri kullanmaya çalıştığını ifade ediyor. Aynı şekilde Seyyid Kutubun tezleri de örgütün hareketlerinde ve fikirlerinin elde edilmesinde dayandığı fikri bir dayanak olmaktan çıkıp örgüt koridorlarında ihtilaf, çatışma ve anlaşmazlık malzemesi haline dönüştü. İstanbul Cephesi, Telime’yi hedef alarak Fî Zılâlil-Kurân’ın ‘Seyyid Kutubun fikirlerini reddetme girişimi’ olduğunu ileri sürdü. Ancak Telime, kendisine saldıranlara, "Seyyid Kutub, düşüncesi aşamalardan geçenlerden biridir, bu nedenle onun düşüncesi hakkında, özellikle cehalet ve tekfir konularında çok fazla ihtilaf vardır. "Kitap dönüşümlerden geçti ve aşamalar halinde yazıldı. Kutubun cezaevinden önce yazdıkları, cezaevinde yazdıklarından farklıdır. Bu nedenle, araştırma söyleminin dümenini Kutubun son entelektüel aşamasını ele alan yeni bir yöne çevirmek için baskının yayınlanmasına karar verildi" diyerek yanıt verdi. İbrahim Münir’in yerine İhvan’ın rehberi olarak Londra Cephesi’nden Muhyiddin ez-Zait veya İstanbul Cephesi’nden Mahmud Hüseyin arasından atanacak isim nedeniyle İstanbul ve Londra cepheleri arasındaki çekişme hala tırmanıyor. Geçtiğimiz aylarda İbrahim Münirin Türkiyedeki teşkilat işlerinden sorumlu idari daireyi feshetmesi ve ‘Müslüman Kardeşler Rehberlik’ dairesine alternatif olarak bir ‘üst organ’ oluşturması ayrıca ‘Londra Şura Meclisi’nin kurulmasını hızlandırdı ve Mahmud Hüseyin liderliğindeki ‘İstanbul Şura Meclisi’ üyelerini görevden alması ile ‘İhvan’ çatışması derinleşti. Kendisine ‘Kemalistler’ adını veren üçüncü bir akım da örgütün liderliği için mücadele ediyor. Radikalizm ve terörizm konusunda uzmanlaşmış Mısırlı araştırmacıya dönecek olursak, “Fî Zılâlil-Kurân konusunda ortaya çıkan anlaşmazlık, Seyyid Kutubun Müslüman Kardeşler örgütünün yanı sıra geçtiğimiz onlarca yılda Müslüman Kardeşler’in rahminden doğan şiddet ve terör örgütlerinin de ana fikir tabanı olan fikirlerinin yanlış olduğu fikrini ortadan kaldırmaz” dedi.

مشاركة :